Lojistik 5.0, İnsanlara hizmet eden insansız teknoloji
Lojistik yıllar geçtikçe uygulayanlar için zorlaşan, uygulattıranlar için beklentilerin göklere yükseldiği bir iş kolu haline geldi. Geçmişte lojistik şirketler, işlerindeki ölçek büyümesinden doğan süreç iyileştirmelerini müşterilerine anlatırken, günümüzde müşterilerden farklı istekler gelmekte.
Bu pandemi zamanlarında ortaya çıkan büyük zorluklar, iş yapma şekillerimizi değiştirmemiz konusunda, bazı olumlu dersler almamızı gerektirdi. Lojistik zincirindeki aksaklıklarla yüzleşme ihtiyacı, Lojistik 4.0’a doğru teknolojik bir geçiş arayışına ve Lojistik 5.0’ı müjdeleyen sürdürülebilirliğe yönelik bir düşünce değişimine yol açtı.
Covit19 Pandemisi, sanayi sektörünü dünya çapında düzene soktu. Bu da iş yapma şekillerinde önemli bir değişime yol açtı. Endüstrinin bu değişiminde temel faktörler , rekabet edilebilirlik, değişikliler karşısında esneklik ve yaşamını geliştirerek sürdürülebilirliği içeren bir takım önlemleri uygulama zorunluluğunu ortaya çıkarttı. Yeni küresel hedeflerin başında bunlar gelmekte ve sağlanmalıdır.
Lojistik açısından, karantina süresinde insanlar daha fazla evlerine kapatıldığından, ürünlerin kapılarına kadar getirilmesi, yani E-ticaret ve E-lojistik ortaya çıktı. COVID-19 krizi, lojistik endüstrisindeki bazı klasik uygulamaların zayıflığını ortaya çıkarttı. Uluslararası taşımalarda Çin’den yaratılan konteyner krizi, kara yolunda gümrüklerde karşılaşılan zorluklar, hasta olan ekiplerin yenilenmesi sorunları, yeni güvenlik önlemleri, ekonomik ablukalar, teslimatlarda gecikmeler sorunların bazılarıydı.
Tüm bunlar firmalar için lojistik 4.0’a geçişi hızlandırdı. Şirketler, rekabet gücünü artırmak ve gelecekte daha fazla dayanıklılığa olanak tanıyan bilgi birikimi oluşturmak için teknolojiye, dijitalleşmeye daha ötesinde dijital dönüşüme, yeni iş yapma şekillerine yatırım yapmak zorunda kaldılar. Küreseller ve büyükler bunun farkına erken vardılar ancak orta büyüklükteki ve küçük işletmeler henüz farkında değiller.
Dijitalleşme ve sürdürülebilirlik tüm endüstriler için temel hedef haline geldi. Firmaların her sektörde yaşamlarını sürdürmeleri bu iki kavramı uygulamalarına bağlı hale geldi. İşte Lojistik 5.0’ın Lojistik 4.0’ın yerini almasını zorunlu kılan fonksiyonlar bunlardır.
Lojistik 5.0, lojistik sektörünün Endüstri 5.0 modeline verdiği yanıttır. Henüz endüstri 5.0 fiili olarak uygulanmasa bile uygulanacağı kesindir. Endüstri kendini bu değişime hazırlamaya çalışırken lojistiğin de bunun dışında kalması düşünülemez. Bu değişim çalışanlara destek verilmesi, bilgi teknolojilerinin yaygın kullanımına ile ve çevresel etkinin en aza indirilmesine dayanmaktadır. Bugün teknoloji, karlılığı ve rekabet gücünü kaybetmeden bu değişimi gerçekleştirmeyi hedeflemiştir.
Fikir, Avrupa’nın sosyal ve çevresel önceliklerini teknolojik yenilikle bütünleştirme önceliğinden ortaya çıktı Bu kavram, endüstrinin 3 yönde hareket etmesi için Avrupa Birliğinin web sayfasından da indirebileceğiniz “ Industry 5.0,Towards a sustainable, humancentric and resilient European industry “raporunda belirtilmektedir.
Lojistik 4.0 da kullanmak arzusunda olduğumuz Dijital Dönüşüm Lojistik 5.0 uygulamasında zorunluluk haline gelecektir. Gelecek dönem Lojistik 5.0 dönemi olacaktır. Bugünden çok farklı şekilde çalışacağımız bir döneme hazırlanmamız gerekmektedir. Tedarik zinciri içinde hammaddeden tüketime, hatta tüketim atıklarının geri dönüşüne kadar her şeyin otomasyona bağlandığı, ihtiyaçlarımızın biz talep etmeden karşılanacağı, satın almadan, taşımadan, depolamadan, üretimden, mamul depolanmasından dağıtıma kadar her şeyin kendi kendine yapıldığı bir dünyadan söz ediyoruz. Sektörün gelişimini takip eden dışarıya bilgiye açık arkadaşlarımızın hayal edebileceği, kendi şirketlerini buna hazırlayabilecekleri bir kavramdan söz ediyoruz. Dışarıya kapalı yöneticilerimiz için de, fark ettiklerinde geç kalacakları bir gelecekten söz ediyoruz. Tek cümle ile bizi korkutacak bir kavram bu “İnsansız Tedarik Zinciri” Ürkütecek, sosyal etkileri korkutacak, girenler tekelleşecek, giremeyenler sektörden çekilecek bir felaket senaryosundan söz ediyoruz. Bunu zorlayan faktör rekabet, sürdürülebilirlik, beklentilerin artması, ölçeklerin büyümesi, iş yapma şekillerimizin değişmesi, müşteri beklentilerinin artmasıdır.
Teknik olarak bunu yapmaya yeterliyiz. Tüketim maddelerimiz artık önceden planlanabilmekte ve ihtiyaç anında kapımıza getirilmektedir. Temin süreci yakın teslim ve mikro dağıtım sistemleri ile dakikalara düşmüştür. Sürücüsüz otonom çalışan ve tabanı kayar araçlarımızla depolarımıza gelen ürünlerin boşaltılması el değmeden yapılabilmektedir. Boşaltılan paletler ve koliler el değmeden raflara kaldırılmakta ve raflardan indirilmektedir. Palet ayrıştıran veya paletleme yapan otomatik makinalar yapılmıştır. Depolarda VAS operasyonları da otomatik hale getirilmiştir. Paketleme, ütüleme, ambalajlama el değmeden yapılabilmektedir. Koliler paletlerden robotlarla alınmakta ve otomatik sorterlarda ayrıştırılarak el değmeden paketleme yapılabilmektedir. Ürünlerin yine kayar tabanlı araçlara otomatik yüklenmesi ile otonom araçlar gidecekleri yere varmaktadır. Bütün bunlar tedarik zinciri içinde kullandığımız her türlü yazılımın bir dijital dönüşüm çerçevesinde kullanılmasına bağlıdır. Dijital dönüşüm Lojistik 5.0’ın vazgeçilmezi olacaktır. Tedarikçiler, üreticiler, lojistikçiler, satıcılar, dağıtıcılar hatta tüketiciler de bu dönüşümün içinde yer alacaklardır.
Tüm bu teknolojiler bir araya geldiğinde zaman, maliyet ve hatalarda benzeri görülmemiş bir azalmaya yol açarak Logistics 5.0 tarafından sunulan yeni ufkun yolunu açıyor.
Atilla Yıldıztekin
Tedarik Zinciri ve Lojistik Yönetim Danışmanı