Lojistik nereye gidiyor? Gelecekte bizi neler bekliyor?
İnsanoğlu ağaçlardan inip yerleşik yaşama başlayınca, toplama dönemini bıraktı ve üretmek zorunda kaldı. Sabit yaşamda en yakın bölgelerde tarım yapmak ve elde ettiği ürünleri bütün yıl boyunca tüketmek için, depolama yapmak gündeme geldi. Et ihtiyacını karşılamak ve yerleşik yaşamda artan nüfusun beslenmesi için uzak bölgelere gidip avlanmak zorlaştı ve hayvan yetiştirmesine başladı, yetişmeyen et ihtiyacı için, uzaklarda yaptıkları avlanmalarda elde ettikleri gıdanın taşınması amacıyla tekerlekli araçları kullanmaya başladılar. Ürünlerin saklanması için de çeşitli metotlar geliştirdiler. Zaman içinde farklı taşıma modları ve depolama teknikleri gerekli oldu ve lojistik endüstrinin vaz geçilmez operasyonu haline geldi.
Ülkemizde geçmişte lojistik, küçük ölçekli, milli ve dar bölge ihtiyacının karşılanması için üretim yapılması paralelinde çalışıyordu. Ölçeklerin küçük, mesafelerin kısa olması nedeniyle mal hareketi yavaştı. Daha çok yerel taşımalar ve uygulamalarla merkezi olmayan araç taşıması yapılmaktaydı. Yoğun talep olmaması nedeniyle talebi karşılamak üzere; itmeye bağlı ürün teslimatları planlanmaktaydı. Bilişim sistemleri olmadığı için her türlü kayıt elle stok kartlarında tutulmakta ve ürünler küçük ambarlarda stoklanmaktaydı. Az sayıda ürün çeşidi ile küçük araçlarla, maksimum kamyonlarla taşıma yapılmaktaydı. Büyük şehirlerde yapılan üretim Anadolu’ya bayiler kanalı ile dağıtılmaktaydı. Bayiler küçük bölgesel depoları ve az sayıda dağıtım araçları ile hizmet vermekteydi. Yoğunluk ulusal, tek yönlü taşıma olmaktaydı, ambarlar faal olup sektörde yazılım kullanımı yoktu. Firmalar öncelikle maliyet üzerine odaklanmakta ve hizmet kalitesi ikinci planda kalmaktaydı.
Günümüzde lojistik artık küresel hale gelmiştir. Büyük ölçekli üretim sadece bölge içinde dağıtılmamakta, tüm ülke, hatta diğer ülkeler de dağıtım ağı içine girmektedir. Taşıma küresel hale gelmiştir. Taşıma kara üzerinde TIR ve demir yolu ile, denizlerde ise konteyner taşımasına yönelmiştir. Büyük şehirlerde büyük depolar açılmış ve bir çok firma diğer büyük şehirlerde küçük depolarını devreye sokmuştur. Mal hareketi stok maliyetinden kaçmak için hızlanmıştır. Depolarda ürünlerin bekletilmemesi hedeflenmektedir. Lojistik maliyetler üzerine yoğunlaşılmakta ve düşürülmeye çalışılmaktadır. Anadolu’ya yayılan zincir mağazaların doğrudan ürün alma talepleri karşısında, küçük şehirlerdeki bayilerin yerini lojistik firmalar almaktadır. Ana firmalar ürünlerini merkezi şehirlerdeki lojistik firmaların büyük depolarında saklamakta, talebe göre küçük şehirlerdeki lojistik firmaların depolarına aktarılmaktadır. Operasyonların tamamı dijital olarak yazılımlarla yönetilmektedir. Yapılan çalışmalarla, ihtiyaç anında, ihtiyaç kadar ürün teslim etmek vizyonuna uygun olması hedeflenmektedir.
Endüstri 4.0 çalışmasının paralelinde Lojistik 4.0 da gündeme gelmiştir. Yakın gelecekte lojistik büyük ölçekli birleştirilmiş taşıma planlaması ile yapılacaktır. Şirketler lojistik hizmetlerin, hem depolamada, hem de dağıtımda, farklı firmalar için konsolidasyonu üzerine yöneleceklerdir. Müşteriler az adetlerde daha sık ürün talebinde bulunacaklar ve dolayısıyla sipariş üzerine üretim ve hızlı taşıma, stoksuz lojistik istenecektir. İçinde bulunduğumuz dönemde başlayan, gelecekte daha da yaygınlaşacak olan e- ticaret depolaması ve dağıtımı planlanacaktır. Zincir mağazaların daha da yayılması ile uzak mesafelere demiryolu, denizyolu, TIR, ancak kısa mesafe mikro dağıtım ihtiyacı ortaya çıkacaktır. E-dağıtım popüler hale gelecektir.
Uzak gelecekte lojistik için söylenecekler ise; planlanmış ve önceden bilinen planlı tüketime göre planlı üretim, planlı üretime ve tüketime uygun hızlı teslimat gündemde olacaktır. Artık alıştığımız e- ticaret yerini mobil araçlarla yapılacak m-ticarete alacakır. Artan hız talebi depolarda otomasyon ve robot teknolojilerin kullanımını gerekli hale getirecektir.
Maliyet avantajı yaratacak olan büyük ölçekli birleştirilmiş sevkiyatlar ve minimum çevrim zamanına yönelme gerekecektir. Operasyonlarda kullanılan entegre yazılımlar ERP yerine SCM yazılımları ile, dijital dönüşüm desteği ile daha verimli olarak kullanılacaktır. Şehir içi teslimatları ortak yapılacak, depolarda konsolide olacak ve semtler bazında stoksuz teslim noktaları oluşacaktır. Bütün bu operasyonların planlanması için lojistik köyler ve merkezler kurulacaktır.
Üzerinde durulacak nokta bu değişime hazır olmak değil, değişimi yaratacak fırsatları değerlendirmektir. Herkesten önce bu farklılaşmayı bünyesinde yaratacak olan firmalar geleceğin büyüyecek firmaları olacaktır. Dijital dönüşüme karşı duran, hatta ilgisiz olan firmalar da küçülecek ve yok olacaklardır.
Başarılar diliyorum.
Atilla Yıldıztekin
Tedarik Zinciri ve Lojistik Yönetim Danışmanı